BİR DÜNYA KURDUM KİTAPLARDAN

       Huzurlu bir hafta sonundan herkese merhaba arkadaşlar. Miraç Çağrı Aktaş tarafından kaleme alınan ''Hayat Kaybettiğin Yerden Başlar'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.       Çok akıcı ve sade bir anlatımla yazılmış kitap 195 sayfadan oluşmaktadır. Anlatılanlar 22 adet anonim hikayeyle desteklenmiştir. Yazar kendi hayatından anekdotlar sunarak, okura aktardıklarını daha gerçekçi ve samimi kılmıştır.       İnsani değerlerimizi hatırlamamız adına rehber olan kitap, kişisel gelişim türündedir. Motivasyon anlamında güçlü öğretiler taşımaktadır. İnsanın kendi içinde yolculuğa çıkmasında, kendini keşfetmesinde yol göstererek okura verimli ve faydalı zaman sağlamaktadır. Okurken yazılanları onayladığımız ancak uygularken güçlük çektiğimiz durum ve olayları üzerine basa basa, defalarca tekrar ederek iyi bir insan olmamız yolunda yol gösterici olmuştur. Basit diye nitelendirdiğimiz ancak hayatın keşmekeşi içerisinde göz ard...

         Güzel bir sonbahar gününden herkese merhaba arkadaşlar. Emile Zola'dan ''Germinal'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.         Dünya edebiyatının en ünlü yazarları arasında yer alan Emile Zola, natüralizm akımının en önemli temsilcilerinden olmuştur. Eserlerinde toplumsal olguları işlemiştir. 1885 yılında kaleme aldığı ''Germinal'', tüm dünyada en çok okunan ve en çok beğenilen kitaplar arasında yer almıştır.          ''Germinal'', Latincede ''toplum'', ''yeşermekte olan'' anlamına gelen germen sözcüğünden türemiş, Latinceden Fransızcaya geçmiş bir sözcüktür. Realizmin daha bilimsel hali olan natüralizm akımıyla yazılan kitap, maden işçilerinin grevini konu alır.          Kitap, Etienne Lantier adlı başkarakterin bir şehre ulaşmasıyla başlar. Bu şehir Montsou şehridir. Etienne, makine işçisidir ve iş bulabilmek umuduyla bu şehre gelmiştir. Tamamen madenciliğe dayanan M...

         Güzel bir sonbahar gününden herkese merhaba arkadaşlar. Lev Nikolayeviç Tolstoy tarafından kaleme alınmış ''Anna Karenina'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.        Pek çok yazar ve eleştirmen tarafından gelmiş geçmiş en büyük roman sayılan ''Anna Karenina'', Tolstoy'un en ünlü eserlerinden birisidir. Aşk, tutku, evlilik ve ölüm konuları derin bir gözlem gücüyle, yazarın ustalıklı anlatımıyla ve edebi dehasıyla işlenmiştir.         Anna Karenina genç, güzel, neşe dolu, iyiliksever, eşine ve oğluna bağlı bir karakterdir. Herkesin ona gıpta ile baktığı bir hayata sahiptir. Ağabeyi Stepan Arkadyiç Oblonskiy ve onun eşi Darya Aleksandrovna arasında bazı problemler yaşanması sonucu arabuluculuk yapması için Moskova'ya davet ediliyor. Bir evliliği kurtarmak için çıktığı yolculuk, Anna'nın kendi evliliğini bitirmesine yol açıyor. Anna, trenden iner inmez genç subay Aleksey Vronskiy ile karşılaşıyor....

      Yaz mevsiminin son gününden herkese merhaba arkadaşlar. William Shakespeare'in kaleminden ''Soneler'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.     İlk kez 1609 yılında yayımlanan 154 sone, İngilizcenin en bilinen şiir dizisidir. On altıncı yüzyılın sonlarında yazılmış olan sonelerde, insan ruhunun birçok boyutu yansıtılmıştır. Dünya edebiyatının en güzel örneklerinden biri olan bu şiirlerde, güzellik, gençlik, sevgi, ölüm, sanat, ayrılık, övgü, erdem, vefa, hasret, arzu, ihanet, düş, aşk, umut, sadakat, hastalık, delilik, saygı, suç, benlik, değer, kuşku, inanç, kıskançlık, hayal kırıklığı, karamsarlık, günah, acı, korku son derece duygulu bir şekilde dile getirilmiştir.     William Shakespeare'in iç dünyası sonelerindedir. Dramatik sesin değil, lirik sesin egemen olduğu sonelerin önemi büyüktür. Sonelerin büyük bir bölümü, benzeri az bulunur güzelliktedir. Ünlü yazarın dramatik sanatçılığı ile lirik sesi arasında bağ kurduğu için de ol...

     Güzel bir Ağustos gününden herkese merhaba arkadaşlar. Oscar Wilde'ın kaleminden ''Dorian Gray'in Portresi'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.      Kitabın yazım süreci ve yayımlanması, yazarın hayatının yargılanmasına ve aleyhinde delil olarak gösterilmesine neden olmuştur. Oscar Wilde, bir şair ve aynı zamanda bir oyun yazarıdır. Victoria Dönemi'nde ince zekası, alaycılığı ve sıra dışı yaşantısıyla 19. yüzyıl estetizm hareketinin Britanya'daki en tanınmış temsilcisi haline gelmiştir.     Kitaptaki erkek karakterlerin birbirleriyle olan yakın ilişkisi, yazarın ahlaki açıdan yargılanmasına sebep olmuştur. Böylelikle yazarın edebi hayatına yapılan darbe kendi yazdığı kitapla olmuştur.    Oscar Wilde'a kitaptaki karakterlerden hangisi olduğu sorulduğunda şöyle cevap vermiştir: ''Basil, olduğum kişi. Lord Henry, beni sandıkları kişi. Dorian Gray ise olmayı istediğim kişidir.''      Kitaptaki üç önemli ka...

      Güzel bir yaz gününden herkese merhaba arkadaşlar. Sait Aytemur'un kaleminden ''Ya Strateji Ya Toksik Domates'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.      Yazarın okuduğum ilk kitabı ''Quick Cut'' isimli kitaptı. Reklamcılık kariyerini baştan sona anlatan yazarın anlatım tarzını oldukça beğenmiştim. Bu sebeple ikinci kitabını okumak için çok istekliydim.      Kitapta stratejinin püf noktalarını sorular sorarak ve örnekler üzerinden yanıtlar vererek, verilerden yararlanarak anlatmıştır Sait Aytemur. Reklamcılık sektöründen anekdotlar paylaşarak, marka seçimlerinin tüketici üzerindeki etkilerinden, markaların müşteriler için öneminden bahsetmiştir. Günümüzde önemli bir yer edinmiş olan markaların, şu anki konumlarına ulaşmalarında strateji uygulamanın  gerekliliği üzerinde durulmuştur.       Strateji, rakiplerini iyi tanımak ve onların zayıf yönlerini iyi bilmektir. Strateji, rakiplerin dengesini bozmak ve...

        Güzel bir Ağustos akşamından herkese merhaba arkadaşlar. Malcolm Gladwell'in kaleminden çıkan ''Davut ve Golyat'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.        Kitap, üç bölümden oluşmaktadır. Toplamda dokuz farklı hikaye anlatılmaktadır. Eski Ahit'ten bir alıntıyla başlamaktadır. Adını, kutsal metinlerde de bahsedilen ünlü bir düellodan alan kitap, sıradan insanların devlerle yani her türden güçlü rakiplerle olan kadim mücadelesini ele alır. Devler aslında zannedildiği gibi büyük değildirler, onları heybetli ve güçlü gösteren özellikleri onların zayıflıklarının da kaynağıdır. Sıradan insanların devlerle mücadelesi sırasında uyguladıkları stratejiler onlara yeni kapılar açabilir ve onları aydınlatabilir.       Büyük denizde küçük balık olmaktansa, küçük denizde büyük balık olmanın avantajlarına değinen yazar, bu konuyu anlattığı hikayelerle desteklemektedir. Bilim okumak için çok seçkin bir üniversiteyi, daha az ...