BİR DÜNYA KURDUM KİTAPLARDAN

        Huzurlu bir pazar sabahından herkese merhaba arkadaşlar. Albert Camus'un kaleminden ''Yabancı'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.       Kitap, bir ölüm haberiyle başlar. Başkarakterimiz Meursault, Cezayir'de yaşayan orta sınıf bir Fransız'dır. Annesinin ölümünü düşkünler evinden gelen bir telgrafla öğrenir. Cezayir'in seksen kilometre ötesindeki Marengo'daki düşkünler evine gider. Geceyi annesinin naaşı başında geçirirken gösterdiği duygusuz ve umursamaz tavırları Meursault'un kişiliğine dair ipuçları verir. Kitabın ilerleyen bölümlerinde fark ederiz ki Meursault yalnızca annesinin ölümüne karşı değil, yaşamdaki her şeye karşı aynı tavırlar içerisindedir.  Annesinin ölümünden sonraki gün yaşam onun için tüm normalliğiyle devam eder. Kız arkadaşıyla buluşur, denize giderler, sinemaya giderler. Ancak Meursault'un duygusuz tavırları ilerleyen zamanda başına olaylar açar. Sebepsiz yere bir Arap'ı öldürür. Kitabın en i...

        Güzel bir Ocak sabahından herkese merhaba arkadaşlar. Franz Kafka'nın kaleminden eşsiz bir eser olan ''Dönüşüm'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.         Franz Kafka, kendisini çaresiz hissettiği bir zamanda, güçlü ve otoriter baba baskısının da etkisiyle bir nebze nefes alabilmek için bu eseri yazmaya karar vermiştir. Bu eseri yazarken sadece yazmamış adeta yaşamıştır. Kitapta, yazar sembolizmin dilini kullanmıştır. Kitapta, soyut düşünce yer almıştır. Bir diğer deyişle bir insanın dönüşümünü, sınırlanmışlığını ve başka bir şeye evrilişini sembolize etmiştir. Duygusal çalkantıların ve isyanların fiziksel bir dönüşüme olan sembolizmini ele almıştır.        Kitabın başkarakteri Gregor Samsa bir sabah kötü bir rüyadan uyandığında, kendini korkunç bir böceğe dönüşmüş olarak bulur. Ve o günden sonra hayatına bir böcek olarak devam etmeye çalışır. Biz okurlar da, o esnada ailesinin ve yakın çevresinin ...

         2023 yılının ilk ayından herkese merhaba arkadaşlar. Dilerim ki bu yıl hepimiz için sağlık başta olmak üzere huzur, mutluluk, neşe ve tüm güzellikleri beraberinde getirir. Yılın ilk kitabı olarak seçtiğim kitap, Alacakaranlık serisinin yazarı Stephenie Meyer tarafından kaleme alınan ''Kimyager'' isimli kitap. Bir kimyager olarak bu kitabı okumaktan mutluluk duyduğumu söyleyerek başlayabilirim.          Kitabın başkarakteri Alex ismini kullanan gizli bir ajandır ve hükümet için çalışmaktadır. Tıp eğitimi almıştır. Görevi, devletin özel departmanında bir sorgulayıcı olarak çalışmasıdır. Alex'in ilgi alanı kimyasallar, bileşenler ve bunların insan vücudunda yarattığı etkilerdir. Bu yüzden de takma adı kimyagerdir. Bu görevi dahilinde istediği karışımları hazırlayıp, belirlenen insanlara işkence ederek bu karışımları onların vücutlarına enjekte etmektedir. Bu görevinden sıkılan Alex bir süre sonra işinden istifa etmiştir. Ancak haya...

          Güzel bir Aralık gününden herkese merhaba arkadaşlar. Klinik psikolog ve yazar Beyhan Budak'ın kaleminden ''Kendine İyi Davran Güzel İnsan'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.          Kitap, beş bölümden oluşmaktadır. Bu beş bölüm, ''Başlangıç'', ''İlişkiler'', ''Kabullenme'', ''Değersizliği Yenmek, Kendi Değerini Yeniden Keşfetmek'' ve ''Tünelin Ucundaki Işık: Değişim Anahtarı'' başlıklarından oluşmaktadır Her bölüm insanın kendini keşfetmesi, kendine değer katması açısından yol göstericidir. Kitap içerisinde anlatılan vaka öyküleri, gerçek vakalardan esinlenilerek oluşturulmuş kurgusal vakalardır.          Kişisel dönüşüm ve ruhsal dengenin kapısını aralamak adına farkındalık kazanmamıza vesile olan kitap, ilk olarak geçmişten getirdiğimiz yüklerimizden kurtulmayı öğütler. Dönüşüm ve değişim insanın kendi içinden başlamalıdır. Çünkü insanın kendi içinden başl...

       Sonbaharın son günlerinden herkese merhaba arkadaşlar. William Shakespeare tarafından kaleme alınan ''Romeo ve Juliet'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.      Birçok ülkenin halk öyküleri içinde yer alan, bilinen bir aşk temasını ele alan kitap, birbirine düşman iki ailenin gençlerinin birbirini sevmesini anlatır. Montague ailesi ve Capulet ailesi birbirine düşmandır. Romeo, Montague ailesinin oğlu, Juliet ise Capulet ailesinin kızıdır. Romeo önceleri Rosaline adında başka bir kıza aşıkken, katıldığı bir baloda Juliet'i görür görmez ona vurulur. Olayların seyri bu andan itibaren başlar. Bu oyunda, yalnızca iki gencin umutsuz aşkları değil, her yaştan insanı derinden etkileyen ilişkileri konu alınır.       Romeo ve Juliet, bir Rönesans oyunudur. Rönesans sanatçılarının sanatta, mimarlıkta ve felsefedeki uyum, denge, simetri anlayışı bu oyunda da mevcuttur. Karakterlerin psikolojik ve teatral açıdan ele alınışı muaz...

         Güzel bir haftadan herkese merhaba arkadaşlar. Klinik psikolog ve yazar Beyhan Budak tarafından kaleme alınan ''Mutluluğu Kaybettiğin Yerde Arama'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.        Hayatta kontrol edebileceğimizi düşündüğümüz şeylerin aslında çok az bir bölümünü kontrol edebilme gücümüzün olduğunu anlatan kitap, okura aktardıklarıyla öğretici nitelikte ve güzel bir kişisel gelişim kitabıdır. İnsanın kendisine doğru mesafeden bakması için pratik ipuçları taşır. Tamamen değişmesi mümkün olmayan insanın çok küçük yüzdelikteki değişimden bile verim alacağını vurgular.        İnsanın kim olduğunu anlayabilmesi için ilk olarak bakması gereken yer temel benlik ve sosyal benlik ayrımıdır. Temel benlik, kişinin ihtiyaçlarını karşılamaya yarayan otantik benliktir. Sosyal benlik ise çevresel faktörlerin kişiden beklentilerini ele alır. Zihinsel ve fiziksel olarak sağlıklı insan, temel benlik ve sosya...

        Güzel bir haftadan herkese merhaba arkadaşlar. Müthiş Psikoloji'den ''Hayır Diyebilme Sanatı'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.       Kitap, dört bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde, hayır diyebilmenin güzellikleri üzerinde durulur. İkinci bölüm, ''Hayır Diyemeyenler Kulübü'' başlığı altında incelenir. Üçüncü bölümde, hayır diyebilmenin neden bu kadar zor olduğundan bahsedilir. Dördüncü ve son bölümde ise hayır diyebilmekle ilgili öneriler sunulur.       İnsan, hayır diyebildiği ölçüde özgürlük alanına sahip çıkar. Özgürlük sayesinde insanın yaşam kalitesi yükselmekle kalmaz aynı zamanda özel hayatından iş hayatına kadar tüm alanlardaki çatışmalar onarılır.       Kitap hayır diyebilmenin önemini, insanın varlık ve benlik sınırlarını korumanın değerini vurgular. Olumlu bir benlik algısı geliştirmek için nelerin gerekli olduğundan bahseder.        Hayır diyemeyen insanlar giderek ...