BÖLÜNMÜŞ BİR DÜNYADA AKIL SAĞLIĞIMIZI NASIL KORURUZ
Güzel bir pazar akşamından herkese merhaba arkadaşlar. Elif Şafak'ın kaleminden ''Bölünmüş Bir Dünyada Akıl Sağlığımızı Nasıl Koruruz'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.
Yazar, değişimin sürati ve teknolojinin ivmesi karşısında bunalmış insanlığın ortak hissiyatını kaleme alır. Birçok insanın kendilerini unutulmuş ya da dışlanmış olarak değil de zaten hiç fark edilmemiş gibi hissettiğinden bahseder. Susturulan, hikayesi dinlenmemiş bir insanın insanlığının elinden alındığına dair atıfta bulunur. İşte böylesi bir durumda, kişi kendi akıl sağlığından şüphe etmeye başlar. Derin ve varoluşsal bir endişe sürecine girer.
Yazar, insanın kendini yalnız hissettiğinde kendisiyle aynı şeyleri hisseden başkalarını araması, onların hikayeleriyle bağlantı kurması gerekliliğinden bahseder. Kendini dışlanmış hisseden kişi bu yöntem sayesinde ufukta bir ışık görebilir. Sesinin duyulmasını isteyen kişi, dinlemesini de öğrenmelidir. Farklı görüşlere kulak vermelidir. Çünkü insan farklılıklardan öğrenir.
Kitapta, aynılık ve monotonluk eleştirilir. Gelişim isteyen kişi, entelektüel göçebe haline gelmeli, sürekli hareket etmeli, sürekli öğrenmelidir. Aynı görüşe sahip kişilerle çevrelenmek, aynı şeyleri yapmak narsisistik bir varoluşu doğurur. Bunun sonucunda iki duygu oluşur: hayal kırıklığı ve kafa karışıklığı. Sosyal medya ve dijital iletişimin grup narsisizmini hızlandırdığından bahsedilir. Fromm'a göre kolektif narsisizm zaman zaman milliyetçilik kisvesine bürünür.
Yazar, kendi yaşamından anekdotlar sunarak, içinde bulunduğumuz koşulların bize miras kaldığını, onları bir sonraki kuşak için iyileştirmemiz gerektiğini vurgular. Çağımızın bulaşıcı bir kaygı çağı olduğunu ve varoluşsal kaygıya sürüklendiğimizi anlatır. Heidegger'in ifadesiyle, kaygı aslında dünya içinde var olmanın kendisiyle ilgilidir.
Bilgi için okumanın, kitap okumanın, derinlemesine incelemeleri okumanın önemine değinilir. Kendimizi çoklu aidiyetlere ve çoklu hikayelere açmamız gerektiğinden bahsedilir. Duyarlı ve bilinçli iyimserliğin, yaratıcı kötümserlikle karışımıyla hareket edilmesi gerektiği vurgulanır. Ancak tüm bunlarla bölünmüş bir dünyada akıl sağlığımızı koruyabilmemizin mümkün olduğundan bahsedilir.
Kitabın anlatım dili sade ve akıcıdır. Hayal kırıklıklarımıza, endişelerimize, öfkelerimize, duyarsızlıklarımıza ayna tutan, bilginin ve bilgeliğin verdiği cevapları tartışan bir eserdir. Rasyonel, akılcı ve kararlı bir yaklaşımla hareket etmenin önemi vurgulanır. Okuru sorgulamaya yöneltir. Pek çok sanatçı ve düşünürün de fikirlerine yer verilerek, kitaba güzel dokunuşlar yapılır. Okurken fazlasıyla keyif aldım. Sizlere de tavsiye ederim arkadaşlar.
Altını çizdiğim satırları sizlerle paylaşmak isterim:
''Sırf fiziksel olarak ayrı düştü diye sevdiği yerlerden vazgeçmiyor insan.''
''Ölü doğan projelerin, kırılan umutların ve yokluklarıyla hiç olmadıkları kadar göze çarpan fırsatların dünyasıydı bu.''
Bol kitaplı günler, sevgiyle...
Yorumlar
Yorum Gönder