SAVANA

 

         Şubat ayının son gününden herkese merhaba arkadaşlar. K. K. Yılmaz tarafından kaleme alınan ''Savana'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.

          Üç bin yılındaki savaşta kullanılan nükleer silahlar yüzünden milyonlarca insan ölür. Uzun süren arayışların ardından Artos adlı güneş sisteminde yeni gezegenler bulunur. Polmenita gezegeninde su yoktur, bitki yetiştirilemiyordur. İlk gezegendeki insanlar en ağır yaşam koşullarına sahipken yedinci gezegende yaşayanlar oldukça rahat bir yaşam sürer. Bu sebeple herkes yaşam şartları en üst seviyede olan yedinci gezegene gitmeye çalışır. Ancak bu göründüğü kadar kolay değildir. Çünkü hükümet yedinci gezegene gitmek isteyenlerden ene puanı (modern para birimi) istemeye başlar.

           Başkarakter Savana eski bir askerdir. Polmenita gezegeninde bazı insanlar şekilsel değişiklikler göstererek mutantlara dönüşmeye başlar. Savana da bu mutantları avlar. Ailesini hiç görmemiştir, onu askerler bulup yetiştirmiştir. Bir gün bir saldırıya uğrar ve o saldırıda sol kolunu kaybeder. Sonrasında da ordudan ayrılır. Protez koluna her baktığında ölen arkadaşlarının çığlıklarını ve kendi çaresizliğini hatırlar. 

       Bir gün patlayan bir hükümet aracında orta yaşlı bir adamı ve sekiz yaşlarındaki çocuğu kurtarır. İkisi de mahkumdur. Savana Michael ve Eddy adındaki bu iki mahkumu hükümete teslim edip etmemekte kararsız kalırken acı bir gerçekle karşılaşır. Eddy aslında süper denektir. Savana hayalindeki gezegene kavuşmakla, Eddy arasında bir seçim yapmak zorunda kalır. Olayların seyri bu andan itibaren başlar. 

       Yazarın müthiş hayal gücüyle kurguladığı, bilim kurgu türündeki bu hikaye bir film sahnesinden çıkmışcasına canlı ve coşkuludur. Kitapta yazılanlar görsel olarak okurun gözünde canlanır. Sürükleyici bir macera içerisinde buluverirsiniz kendinizi. Karakterlerle öyle özdeşleşirsiniz ki birçok duygu geçişini aynı anda yaşarsınız. Savaş, kan, acı, ıstırap, intikam, vahşet, öfke, hayal kırıklığı temalarının yoğunluğunda sürpriz bir aşkla da karşılaşıverirsiniz. İşte bu kitap öyle bir kitap. Her duyguyu yaşatan, distopik bir geleceğin içerisine umut kırıntıları serpiştiren, özgürlüğü iliklerinize kadar hissedeceğiniz, merak uyduran bir öykü. Okunması da kolay, akıcı bir dili var. Yazarın kalemine sağlık deyip, sizlere de bu güzel kitabı tavsiye ediyorum.

       Altını çizdiğim satırları sizlerle paylaşmak isterim:

      ''Cesaret tüm korku duvarlarını aşan sonsuzluktur.''

      ''Umut, güneş gibidir batarsa her yer karanlığa bürünür.''

      Bol kitaplı günler, sevgiyle...

Yorumlar

  1. Gizem hanım Güzel yorumlarınız için çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KALBİ İYİ OLANIN YOLU ZORDUR

SATRANÇ

UMUT MEVSİMİ