İNSANLAR

 

       Güzel bir bahar ayından herkese merhaba arkadaşlar. En sevdiğim yazarlardan biri olan Matt Haig'in kaleminden ''İnsanlar'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.

        Profesör Andrew Martin, Cambridge Üniversitesi'nde bir matematik profesörüdür. Isobel isimli bir karısı ve Gulliver isimli bir oğlu vardır. Üzerinde yıllarca çalıştığı, asal sayılarla ilgili bir hipotez olan Riemann hipotezinin ispatını yapar. Ve bu ispatı yaptığı gün farklı gezegenden varlıklar tarafından kaçırılır ve öldürülür. Sonrasında Andrew Martin'in kılığına girmiş Vonnadorya gezegeninden gelen uzaylı, Corpus Christi Koleji'nin bahçesinde çıplak halde bulunur. Bu uzaylı, Andrew Martin'in ispatını yaptığı matematik hipotezinden bahsettiği herkesi öldürmek ve bu ispatı yok etmek için dünyaya gönderilmiştir.

        Andrew Martin kılığındaki uzaylı önce tutuklanır, sonrasında bir kliniğe yatırılır. Tedavi olduğu anlaşılınca evine gönderilir. İnsanlardan tiksinmektedir ve insanları korkutucu bulmaktadır. Uzaylı, Andrew Martin'in hipotezi kanıtladığından bahsettiği Daniel Russell'ı öldürür. Sırada diğerleri vardır. Fakat zamanla insanı insan yapan değerleri, insanın özünü keşfeder. Aile olmanın verdiği derin hissi, aşkı, sevgiyi, dostluğu, vicdanı, merhameti keşfeder. Ve olayların seyri bu andan itibaren başlar.

       Kitap, farklı gezegenden gelen bir varlığın gözünden sevmenin ve insan olmanın anlamına dair müthiş bir keşif yolculuğu sunar. Bu dünyadaki varoluşumuzun aslında bir mucize olduğuna dair farklı bir bakış açısı kazandırır. İnsanı insanlıktan çıkaran her şeyi sıralar. İnsanın kusurlarını ve güzelliklerini ortaya serer. Hakikati bulmaya yönelik, öze yönelik fikirler sunar. Kitaplara, müziğe, şiire, aşka olan hayranlığını çokça alıntıyla süsler. Ebeveyn-çocuk çatışmasından bahseder. Sevginin iyileştirici gücünü derinlemesine işler. 

      Bilim-kurgu türünde yazılmış olan kitap mizahi yönden güçlü, ilgi çekici ve tümüyle muhteşemdir. Romantik ögeler ve aşka dair alıntılar kitabı daha tatlı hale getirmiştir. İnsan olmanın varoluşsal sancısı ve tüm olağanüstü yönleri gözler önüne serilmiştir. Sorgulatan, düşündüren, keyifli bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.

      Altını çizdiğim satırları sizlerle paylaşmak isterim:

      ''En zeki yaşam formunun bile hala kendi arabasını kullanmak zorunda olduğu bir gezegene gelmiştim...''

      ''Sonradan kavrayacağım üzere, burası başka şeylerin içine sarılmış şeyler gezegeniydi. Ambalajların içinde yiyecekler. Kıyafetlerin içinde bedenler. Gülüşlerin içinde hakaretler. Her şey başka şeylerin içine gizlenmişti.''

      ''İnsanlar prensip olarak delilerden hoşlanmıyorlar; iyi resim yapan deliler hariç, ama onlardan hoşlanmaları için de o insanların ölü olmaları gerekiyor.''

      Bol kitaplı günler, sevgiyle...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KALBİ İYİ OLANIN YOLU ZORDUR

SATRANÇ

UMUT MEVSİMİ