GULYABANİ
Güzel bir yaz gününden herkese merhaba arkadaşlar. Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın kaleminden ''Gulyabani'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.
Kitabın başkarakteri Muhsine Hanım erken yaşta anne ve babasını kaybeder. Aile dostu Ayşe Hanım'ın vesilesiyle Üsküdar'ın biraz ötesindeki bir köşke hizmetçi olarak gider. Bu netameli köşkün sakinleri arasında Çeşmifelek Kalfa, Ruşen abla ve delirdiği söylenen zengin hanımın yanı sıra periler, yaratıklar ve gulyabani vardır. Muhsine Hanım'ın bu köşkte olup bitenleri hiçbir yerde anlatmaması ve meraklı olmaması tembihlenir.
Hüseyin Rahmi Gürpınar halkın batıl inanışlarını, o dönemin günlük konuşmalarını, manilerini, sosyal durumunu, yapısını eğlenceli ve mizahi bir dille ele alır. Eserinde tuhaf yaratıkların ötesinde yaptıklarıyla daha şaşılası bir varlıkla tanıştırır: İnsanla.
İstanbul Türkçesi ile yazılmış kitabın dili, anlatımı doğal ve içtendir. Akıcı bir üslubu vardır. Tekerlemeler, maniler ilgi çekicidir. Cinlerin, perilerin masalsı bir dille anlatıldığı kitapta Muhsine ve Hasan'ın aşkına yer verilerek tatlı bir dokunuş yapılır. Kitabı keyifle, bazen ürpererek okuduğumu söyleyebilirim. Tüm arkadaşlarıma tavsiye ederim.
Bol kitaplı günler, sevgiyle...
Yorumlar
Yorum Gönder