SIRÇA KÖŞK
Güzel bir Temmuz akşamından herkese merhaba arkadaşlar. Sabahattin Ali'nin kaleminden ''Sırça Köşk'' isimli kitabın yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.
Kitap on üç öykü ve dört masaldan oluşur. Her biri birbirinden nitelikli ve derinlikli hikayelerdir. 1944 - 1947 yılları arasında yazılan hikayelerden oluşan kitap biyografik ve otobiyografik ögeler taşır. Yazarın hayatını altüst eden, kendisini ölüme götüren o çalkantılı dönemde yaşadığı ve hayatını derinden etkilemiş olayları yansıtır.
Kitap, geceleri gazete satıp izmarit toplayan serseri çocuklardan; bir karış toprak, bir bakraç su için birbirlerini öldürenlerden; doktor bulamayanlardan; hakkını alamayanlardan bahseder. Kitapta yer verilen insanların benzi soluk, yüreği kederlidir.
Kitapta, ''Portakal'', ''Beyaz Gemi'', ''Katil Osman'', ''Böbrek'', ''Cıgara'', ''Millet Yutmuyor'', ''Bahtiyar Köpek'', ''Çilli'', ''Dekolman'', ''Hakkımızı Yedirmeyiz'', ''Cankurtaran'', ''Çirkince'', ''Kurtla Kuzu'' isimli öyküler ile ''Bir Aşk Masalı'', ''Devlerin Ölümü'', ''Koyun Masalı'' ve ''Sırça Köşk'' isimli masallar yer alır.
Toplumun resminin çizildiği eserde insan ve insani değerler ustaca anlatılır. Kitabın dili anlaşılır ve akıcıdır. Betimlemeler güçlüdür. Sorgulamaktan korkmayan, karamsar fakat gerçekçi bir tablo çizen hikayeleri okumaktan sıkılmayan tüm arkadaşlarıma bu etkileyici kitabı tavsiye ediyorum.
Altını çizdiğim satırları sizlerle paylaşmak isterim:
''Kendi içimizde, kendimize dair bilmediğimiz o kadar çok şey var ki...''
''Düşünün, bir insanın celladına gülümsemesi, kendi yumuşaklığıyla onu yumuşatabileceğini sanması kadar gülünç, adi şey olur mu?''
''İnsan dedikleri mahlukun içinde neler kaynaştığını biliyor muyuz? Öyle anlar olur ki, en ummadığımız adam en beklemediğimiz şeyleri yapabilir.''
Bol kitaplı günler, sevgiyle...
Yorumlar
Yorum Gönder