Kayıtlar

Temmuz, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

DAVA

Resim
      Temmuz ayının son günlerinden herkese merhaba arkadaşlar. Franz Kafka'nın kaleminden ''Dava'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.       Varoluşçu bir yazar olarak bilinen Franz Kafka eserlerinde çağımız insanının içsel çatışmalarını, bunalımlarını, korkularını, yalnızlığını, kendine yabancılaşmasını, dış dünyadan kendini soyutlamasını, çevresiyle iletişimsizliğini kaleme alır. Bu açıdan melankolik, karamsar, içe dönük karakterler yaratır.        ''Dava'' eserinde başkarakter Josef K. otuz yaşındadır ve bankada şef olarak görev yapmaktadır. Bir sabah yüksek makamların hizmetinde çalıştıklarını söyleyen Franz ve Willem adlı iki nöbetçi tarafından tutuklanır. Hiçbir zaman açıklanmayan bir suçlamayla karşı karşıya kalan Josef K. bu suçlamanın ardından günlük yaşamına ve bankadaki işine odaklanamaz. Bütün hayatı davadan ibaret olur. Amcası Karl'ın önerisiyle bir avukata gider. Dava süreçleri, dilekçeler, mahkeme kalemleri...

KUYUCAKLI YUSUF

Resim
             Güzel bir Temmuz akşamından herkese merhaba arkadaşlar. Sabahattin Ali'nin kaleminden ''Kuyucaklı Yusuf'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.            1903 senesi sonbaharında, yağmurlu bir gecede Aydın'ın Nazilli kazasına yakın Kuyucaklı köyünü eşkıyalar basar ve bir karıkocayı öldürürler. Kaza kaymakamı, savcı, doktor yanlarında da bir başçavuş ve üç jandarma neferi cinayet yerine giderler. Oraya vardıklarında kendilerine sabit gözlerle bakan küçük bir çocuk görürler. Bu çocuk, ölen karıkocanın oğulları Yusuf'tur. Gözleri önünde annesi ve babası öldürülen Yusuf çok metanetlidir. Onun bu metaneti hepsini etkiler. Kaymakam, Yusuf'u manevi oğlu olarak kabul eder ve kendi evine götürür. Çocuk iki gün kendine gelemez ve ateşler içinde sayıklar.            Bir süre sonra kaza kaymakamı Salahattin Bey Edremit'e tayin edilir. Yusuf buraya geldiklerinde on yaşındadır. İl...

SIRÇA KÖŞK

Resim
                 Güzel bir Temmuz akşamından herkese merhaba arkadaşlar. Sabahattin Ali'nin kaleminden ''Sırça Köşk'' isimli kitabın yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.                 Kitap on üç öykü ve dört masaldan oluşur. Her biri birbirinden nitelikli ve derinlikli hikayelerdir. 1944 - 1947 yılları arasında yazılan hikayelerden oluşan kitap biyografik ve otobiyografik ögeler taşır. Yazarın hayatını altüst eden, kendisini ölüme götüren o çalkantılı dönemde yaşadığı ve hayatını derinden etkilemiş olayları yansıtır.                 Kitap, geceleri gazete satıp izmarit toplayan serseri çocuklardan; bir karış toprak, bir bakraç su için birbirlerini öldürenlerden; doktor bulamayanlardan; hakkını alamayanlardan bahseder. Kitapta yer verilen insanların benzi soluk, yüreği kederlidir.                 Kitapta, ''Portakal'',...

GULYABANİ

Resim
         Güzel bir yaz gününden herkese merhaba arkadaşlar. Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın kaleminden ''Gulyabani'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.        Kitabın başkarakteri Muhsine Hanım erken yaşta anne ve babasını kaybeder. Aile dostu Ayşe Hanım'ın vesilesiyle Üsküdar'ın biraz ötesindeki bir köşke hizmetçi olarak gider. Bu netameli köşkün sakinleri arasında Çeşmifelek Kalfa, Ruşen abla ve delirdiği söylenen zengin hanımın yanı sıra periler, yaratıklar ve gulyabani vardır. Muhsine Hanım'ın bu köşkte olup bitenleri hiçbir yerde anlatmaması ve meraklı olmaması tembihlenir.         Hüseyin Rahmi Gürpınar halkın batıl inanışlarını, o dönemin günlük konuşmalarını, manilerini, sosyal durumunu, yapısını eğlenceli ve mizahi bir dille ele alır. Eserinde tuhaf yaratıkların ötesinde yaptıklarıyla daha şaşılası bir varlıkla tanıştırır: İnsanla.              İstanbul Türkçesi ile yaz...

AYAKTAKIMI ARASINDA

Resim
              Güzel bir yaz gününden herkese merhaba arkadaşlar. Rus edebiyatının önemli yazarlarından Maksim Gorki'nin kaleminden ''Ayaktakımı Arasında'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.              Kitap, ''Ayaktakımı'' olarak nitelendirilen hem sosyal hem de manevi açıdan dibe vurmuş insanları konu edinen, dört perdeden oluşan bir tiyatro eseridir. Sosyal gerçekçiliğin başyapıtıdır. Rusya'da on dokuzuncu yüzyıl sonlarında patlak veren ekonomik krizin sonuçlarının hissedildiği bir dönemde yazılmıştır. Bir zamanlar aristokrasi ve diğer sınıflara mensup birtakım insanların güç ve iktidarlarını kaybederek bir pansiyonun bodrum katında bir araya gelmesiyle kurgu başlar. Bu tiyatro oyununda farklı dünya görüşlerinin çatışması yer alır ve bu çatışmalar gözlemlenen gerçeklere dayanır.               İnsanın insana insanla anlatıldığı bu eserde dünyanın gaddarlığı ve adal...

BUGÜN KALAN HAYATIMIN İLK GÜNÜ

Resim
            Güzel bir yaz gününden herkese merhaba arkadaşlar. Maud Ankaoua'nın kaleminden ''Bugün Kalan Hayatımın İlk Günü'' isimli kitabın yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.            Kitabın başkarakteri Maelle Garnier, Paris'te girişim şirketinde yöneticilik yapan, otuz beş yaşında mutsuz bir kadındır. On altı yıllık arkadaşı Romane de otuz dört yaşında, Lübnanlı, genç yaşta evlenmiş, üç çocuklu, ilaç firmasında üst düzeyde görevli bir kadındır.            Bir gün Maelle, arkadaşı Romane'in kanser olduğunu öğrenir. Romane, Maelle'ye Nepal'deki geleneksel bir yöntemden bahseder. Bu yöntem ile, insanın düşünce yapısını değiştirip, bilinç seviyesini yükselterek hastalıklarından kurtulmasının mümkün olduğunu söyler. Romane sağlık durumundan ötürü Nepal'e gidemeyeceği için Maelle'den bu yöntemi içeren el yazmasını getirmesi için Nepal'e gitmesini ister. Bunun üzerine arkadaşının kurtulması iç...