Kayıtlar

MARTI

Resim
            Güzel bir Ekim ayından herkese merhaba arkadaşlar. Rus edebiyatının önemli yazarlarından Anton Çehov'un kaleminden ''Martı'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.             Dört perdelik bir tiyatro eseri olan kitap; sanat, aşk ve hayal kırıklıkları üzerine yoğunlaşan psikolojik ve dramatik bir yapıya sahiptir. Kitaptaki karakterler aracılığıyla insan ilişkilerindeki kırgınlık, tutku ve arayışlar işlenir. Sanat ve aşkın yıprattığı insan ruhunu ve kimliğini sorgulayan derin bir trajedi gözler önüne serilir. ''Martı'' hem gerçek bir kuşun hem de yitirilen masumiyetin, ezilen hayallerin metaforudur.            Eserde, bir göl kenarındaki malikanede farklı kuşaktan bireyler bir araya gelir. Ancak bu buluşmanın ardında kırılmış hayallerin, yarım kalmış tutkuların ve içten içe çöken hayatların ağırlığı vardır.             Kitabın karakterlerin...

NİŞANLI

Resim
            Güzel bir Ekim ayından herkese merhaba arkadaşlar. Rus edebiyatının muhteşem yazarı Anton Çehov'un kaleminden ''Nişanlı'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.            Kitap, ''Nişanlı'' ve ''Edebiyat Öğretmeni'' isimli öykülerden oluşur. Her iki öyküde de karşılanmayan beklentiler önemli yer tutar. Karakterlerin ortak özellikleri hayat amaçlarını kaybetmeleridir. Mutluluklarının zirvelerindeki karakterler kısa süre sonra doyumsuzluk ve hoşnutsuzluk hisleriyle karşı karşıya kalırlar.            ''Nişanlı'' öyküsünde başkarakter Nadya yirmi üç yaşındadır. Andrey Andreyiç ile nişanlanır. Fakat düğünlerine kısa bir süre kala, Nadya nişanlısını sevmediğini fark eder. Huzursuz ve neşesizdir. Bir aile dostları olan Alexandr Timofeyiç, Nadya'yı okuması için Petersburg'a gitmeye ikna eder. Özgürlük duygusu ağır basan Nadya, ailesini ve nişanlısını bırakarak haber vermeden Peters...

ÇUKURDA

Resim
            Güzel bir sonbahar ayından herkese merhaba arkadaşlar. Rus edebiyatının önemli yazarlarından Anton Çehov'un kaleminden ''Çukurda'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.            Kitap, Ukleyevo bucağında geçer. Bu bucakta iki ev vardır. Birinde bucak idaresi yaşar. İki katlı olan ve kilisenin tam karşısında ise Yepifanlı meşanin Grigori Petrov Tsıbukin yaşar. Tsıbukin bakkal dükkanı işletir. Bunun yanı sıra ticaret de yapar. İki oğlu vardır. Büyük oğlu Anisim yirmi sekiz yaşında, bekar, polis teşkilatının soruşturma biriminde görevlidir. Küçük oğlu Stepan babasına yardım eder, sağırdır, Aksinya ile evlidir. Aksinya güzel, çalışkan bir kadındır. Fakat para düşkünüdür.             Tsıbukin dul kaldıktan sonra iyi bir aileden gelen, güzel, yaşı geçkin Varvara Nikolayevna ile evlenir. Varvara, Tsıbukin'in büyük oğlu Anisim'i evlendirmek ister. Yarısı şehir yarısı bucak olan T...

DAVA

Resim
      Temmuz ayının son günlerinden herkese merhaba arkadaşlar. Franz Kafka'nın kaleminden ''Dava'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.       Varoluşçu bir yazar olarak bilinen Franz Kafka eserlerinde çağımız insanının içsel çatışmalarını, bunalımlarını, korkularını, yalnızlığını, kendine yabancılaşmasını, dış dünyadan kendini soyutlamasını, çevresiyle iletişimsizliğini kaleme alır. Bu açıdan melankolik, karamsar, içe dönük karakterler yaratır.        ''Dava'' eserinde başkarakter Josef K. otuz yaşındadır ve bankada şef olarak görev yapmaktadır. Bir sabah yüksek makamların hizmetinde çalıştıklarını söyleyen Franz ve Willem adlı iki nöbetçi tarafından tutuklanır. Hiçbir zaman açıklanmayan bir suçlamayla karşı karşıya kalan Josef K. bu suçlamanın ardından günlük yaşamına ve bankadaki işine odaklanamaz. Bütün hayatı davadan ibaret olur. Amcası Karl'ın önerisiyle bir avukata gider. Dava süreçleri, dilekçeler, mahkeme kalemleri...

KUYUCAKLI YUSUF

Resim
             Güzel bir Temmuz akşamından herkese merhaba arkadaşlar. Sabahattin Ali'nin kaleminden ''Kuyucaklı Yusuf'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.            1903 senesi sonbaharında, yağmurlu bir gecede Aydın'ın Nazilli kazasına yakın Kuyucaklı köyünü eşkıyalar basar ve bir karıkocayı öldürürler. Kaza kaymakamı, savcı, doktor yanlarında da bir başçavuş ve üç jandarma neferi cinayet yerine giderler. Oraya vardıklarında kendilerine sabit gözlerle bakan küçük bir çocuk görürler. Bu çocuk, ölen karıkocanın oğulları Yusuf'tur. Gözleri önünde annesi ve babası öldürülen Yusuf çok metanetlidir. Onun bu metaneti hepsini etkiler. Kaymakam, Yusuf'u manevi oğlu olarak kabul eder ve kendi evine götürür. Çocuk iki gün kendine gelemez ve ateşler içinde sayıklar.            Bir süre sonra kaza kaymakamı Salahattin Bey Edremit'e tayin edilir. Yusuf buraya geldiklerinde on yaşındadır. İl...

SIRÇA KÖŞK

Resim
                 Güzel bir Temmuz akşamından herkese merhaba arkadaşlar. Sabahattin Ali'nin kaleminden ''Sırça Köşk'' isimli kitabın yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.                 Kitap on üç öykü ve dört masaldan oluşur. Her biri birbirinden nitelikli ve derinlikli hikayelerdir. 1944 - 1947 yılları arasında yazılan hikayelerden oluşan kitap biyografik ve otobiyografik ögeler taşır. Yazarın hayatını altüst eden, kendisini ölüme götüren o çalkantılı dönemde yaşadığı ve hayatını derinden etkilemiş olayları yansıtır.                 Kitap, geceleri gazete satıp izmarit toplayan serseri çocuklardan; bir karış toprak, bir bakraç su için birbirlerini öldürenlerden; doktor bulamayanlardan; hakkını alamayanlardan bahseder. Kitapta yer verilen insanların benzi soluk, yüreği kederlidir.                 Kitapta, ''Portakal'',...

GULYABANİ

Resim
         Güzel bir yaz gününden herkese merhaba arkadaşlar. Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın kaleminden ''Gulyabani'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.        Kitabın başkarakteri Muhsine Hanım erken yaşta anne ve babasını kaybeder. Aile dostu Ayşe Hanım'ın vesilesiyle Üsküdar'ın biraz ötesindeki bir köşke hizmetçi olarak gider. Bu netameli köşkün sakinleri arasında Çeşmifelek Kalfa, Ruşen abla ve delirdiği söylenen zengin hanımın yanı sıra periler, yaratıklar ve gulyabani vardır. Muhsine Hanım'ın bu köşkte olup bitenleri hiçbir yerde anlatmaması ve meraklı olmaması tembihlenir.         Hüseyin Rahmi Gürpınar halkın batıl inanışlarını, o dönemin günlük konuşmalarını, manilerini, sosyal durumunu, yapısını eğlenceli ve mizahi bir dille ele alır. Eserinde tuhaf yaratıkların ötesinde yaptıklarıyla daha şaşılası bir varlıkla tanıştırır: İnsanla.              İstanbul Türkçesi ile yaz...